Son yıllarda kanser tüm dünyada artış gösteren bir hastalıktır. Dünya SaÄŸlık Örgütü ve Uluslararası Kanser AraÅŸtırma Ajansı’nın verilerine göre 2008 yılında dünya genelinde 12 milyon kiÅŸiye kanser teÅŸhisi konulurken, bu rakamın 2030 yılında 26 milyonu aÅŸacağı tahmin edilmektedir. Önümüzdeki yıllarda karşılaÅŸacağımız bu artışın önemli bir bölümü ne yazık ki geliÅŸmekte olan ülkelerde görülecektir. GeliÅŸmekte olan ülkelerde sadece kanser sıklığı deÄŸil fakat aynı zamanda kansere baÄŸlı ölümler daha fazla artış gösterecektir. Hastalık yükü ve insan gücü kayıpları ile beraber ortaya çıkacak ekonomik kayıplar da düÅŸünüldüÄŸünde önümüzdeki yıllar içerisinde geliÅŸmiÅŸ ülkeler ile geliÅŸmekte olan ülkeler arasındaki farkın daha da belirginleÅŸeceÄŸi tahmin edilmektedir. Dünya SaÄŸlık Örgütü’ne göre, kanserde görülen bu artışın temel üç sebebi; yaÅŸlı nüfusta meydana gelen artış, tütün kullanımı ve obezite salgınıdır. 21. Yüzyıl içerisinde kanserle mücadelede ülkelerin bu faktörleri yerinde deÄŸerlendirip, akılcı kanser mücadele politikaları geliÅŸtirmesi gerekmektedir. Kanser sadece pahalı ilaç vb. tedaviler ile kontrol altına alınabilecek bir hastalık deÄŸildir. Bu nedenle, ülkelerin finansal kaynaklarına uygun ÅŸekilde esas yatırımlarını kanseri önleme ve erken teÅŸhise yönlendirmeleri gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki kanser önlenebilir bir hastalıktır. Kanser sıklığı dünya genelindeki hemen her ülkede yıllık %1-2 oranında bir artış göstermektedir. Çok az sayıdaki geliÅŸmiÅŸ ülkede bu artış kontrol altına alınabilmiÅŸ ve hatta negatif bir eÄŸilim görülmeye baÅŸlanmıştır. Kanser kontrolünde baÅŸarılı olan bu ülke örnekleri incelendiÄŸinde, kanserle mücadelenin uzun süreçte baÅŸarı göstereceÄŸi, özellikle tütün, obezite ve beslenme gibi faktörler üzerinde önleyici tedbirler alınması gerekliliÄŸi, meme, rahim aÄŸzı ve bağırsak kanserlerinde de toplum tabanlı tarama programlarının ülke genelinde uygulanması gerekliliÄŸi açıktır. Tüm bu faaliyetler neticesinde kanser artışının önüne geçilmesi hiç ÅŸüphesiz en az 15-20 yıl gibi sürede olmaktadır. Bu nedenle, kanser politikalarındaki baÅŸarının önemli bir unsuru da politik süregenlik olup, kısa süreli yatırımlar yerine uzun soluklu planlamaların yapılabilmesine baÄŸlıdır. Ülkemiz de kanser verileri uzun yıllar yeterli kalite ve doÄŸrulukta deÄŸildi. SaÄŸlıkta dönüÅŸüm programı ile beraber kanser kayıtçılığı üzerine yapılan ciddi yatırımlar neticesinde ülkemiz son yıllarda pek çok uluslararası kurumca da kabul edilen, güvenli kanser istatistiklerine ulaÅŸabilmiÅŸtir. Ülke genelinde yıllar içerisinde kanser sıklığında bir artış söz konusudur, ancak bu artışın büyük bölümü kanser istatistiklerinde görülen bu düzelmeye baÄŸlıdır. Özellikle son yıllardaki verilerimiz deÄŸerlendirildiÄŸinde ülkemizde de kanserin tüm dünyadaki görülen benzer oranlarda arttığı görülür. Bununla beraber, toplam kanser yükümüz deÄŸerlendirildiÄŸinde yine de pek çok ülkenin gerisinden gelmekteyiz. ÖrneÄŸin meme, kolorektal ve rahim aÄŸzı kanseri gibi pek çok kanser yükünün diÄŸer ülkeler ile kıyaslandığında çok az olduÄŸu görülmektedir. DiÄŸer ülkeler ile kıyaslandığında ülkemiz için esas sorun tütüne baÄŸlı kanserlerdir. Her yıl yeni teÅŸhis edilen 150.000 kanser olgusunun en az 100.000’i direkt olarak sigara kullanımı ile iliÅŸkilidir. Bu nedenle Türkiye için en önemli kanser kontrol yöntemi tütünle mücadeledir. Sadece tütün kontrolü ile ülkemizde görülen kanserlerin üçte ikisinin önlenmesi mümkündür.
Sağlık Bakanlığı Mayıs DİĞER DUYURULAR |